14 Ekim 2010 Perşembe

ter

a brief description

sistemler devamlılıklarını sağlamak ve hayatta kalmak adına doğurganlığı ödüllendirir. üretimin bir parçası olmayan kısır ise, kurulan vahşi mekanizmanın sürdürebilirliğini tehdit eder, bu yüzden itilir ve tarihin bile dışında bırakılır. İşte bu yüzden, “Ter” kasten bilinçsizleştirilen bir malzemeyle işleyen mekanizmaları önce hatırlatmayı, anlamayı ve devamında yıkmayı amaçlar. Ortalama 25 dakikada önce ve sonrayla oynayarak ideal bir şimdi yaratan bir video deneyidir.

Background/Context

İktidarların egemenlikleri kapsamında bireyler kendiliklerinden kurtulup iktidara ve kurulan modele üreterek hizmet eden vücutlar haline gelmiştir. Gündüzü geceye, üretmeyi yaratmaya yeğleyerek sosyal bir düzen yaratan güç sahibi, bu düzenin kontrolünü de elinde tutar, dolayısıyla bu düzene hizmet edenleri de. Bu noktada cinselliğin sınırları üremeyle tanımlanır, yatak odaları sadece ürün vermekle görevli olan alanlara dönüşür. İktidarın izin verdiği heteronormativitenin dışında kalanlar ise sapkınlıkla, günah işlemekle ve hastalıkla suçlanır. Foucault'nun Viktoryen dönemle başladığını söylediği, daha tanıdık olan Osmanlı'da ise batılılaşma ve modernleşme dönemine denk gelen ve iktidarın gücünü beslemesini sağlayan bu heteronormatif pratikler kafalardaki eşcinsellik algısında da bir kırılmaya neden olur.

Düzenin devamı adına yeniden yazılan tarihte yer almayan ama bir şekilde de yok edilememiş kaynaklara göre eşcinsellik 18. yüzyıl öncesi Osmanlı toplumunda lanetlenen ve katledilen bir olgu olmaktan uzaktı. Tek tük minyatürlerin, divan edebiyatı metinlerinin, “Seyahatname”'nin ya da hayatta kalmayı başarmış “Dellakname-i Dilkusa” yada “Hubanname”'nin bize anlattığı, kanıksanmış bir görünürlüğün, egzotik doğu betimlemelerimiz ve nostaljik hayallerimizdeki gibi sadece saray çevresinde değil, toplumun bir çok katmanında olduğu.. Osmanlı kültüründe eşcinsellerin adı “mahbub” yani sevgili idi, o kadar ki bu sevgililer savaş öncesi ve sonrası hizan sınıfı olarak yeniçerilerle diğer tüm esnaf sınıfları gibi şehri gezerler, kutlamalarda yer alırlardı. Hoşgörü olarak tanımlamayı sevdiğim bu durum modernleşme sürecine kadar devam etti ve ardında yerini dışlanmaya bıraktı. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla da bu durum değişmedi. Yasak olarak kanunlaşmamasına rağmen, ki belki de bunun yardımıyla eşcinsellikle ilgili kelimeler sözlüklerden, anılar tarihten ve varlıkları da hafızalarımızdan çıkarıldı. Yok sayma durumu gün geçtikçe şiddetini arttırdı, eşcinsellik bir küfür halini aldı. Bu yüzden aileler çocuklarını öldürdü, polis evlerini bastırdı, dışlanmaya katlanamayanlar intihar etti, hepsi hasta olmakla suçlanıp yaratılan linç mantığının hedefi oldu.

Ama bu dönüşüm bir yere dokunamadı, hamamlara. Dışarının üstüne yüklediği herşeyden kurtulan ve çırılçıplak kalan erkekler, kadınlar bu zamansız mekanlarda sevişmeye devam ettiler. Sistemin ihtiyacı olan bedenlerini bu mekanlarda zevk almak için kullandılar, ve böylece ona başkaldırdılar. Kurtulmaya çalıştığımız ve inkar ettiğimiz geçmiş bu yerlerde bugünle birleşiyor ve evli erkeklerin alyanslı elleri başka erkeklerin vücudunda gezerken dışarının tanımladığı roller ortadan kalkıyor. En geleneksel yanımız bugünün Türkiye'sinden çok uzakta olan bir gelecekte yaşıyor ve bunun görülmesi, gösterilmesi gerekiyor.


Abstract/Synopsis


Genç erkek turuncu ve eski spor ayakkabılarını belediyenin yaptığı yol kesen bariyerlerin üstüne koyarak bağlar ve ardından yürümeye başlar.Gece ve karanlık şehrin, beyoğlu sokaklarında yürümektedir.Kalabalık caddelerden ara sokaklara geçer, zaman zaman hızlanır. Yürüdüğü sokaklar ve taşlar düzensizleşir, yoluna çöpler çıkmaya başlar. Yol yokuş olmuştur ve genç erkek yokuştan inmeye başlar. Kuledibine doğru gelir, iyice hızlanır ve bir hamama girer. Girişte peştemalını ve takunyalarını alır, soyunma bölümüne geçer. Üstündekileri ve ayakkabılarını çıkarır, peştemalanı bağlar ve takunyalarını giyer. Hamamın banyo kısmına gider. Önce bir kurnanın kenarına oturur ve yıkanmaya başlar.Ardından tellak gelir, onu göbektaşına alır. Güçlü tellak, genç erkeği taşın üstüne yatırır, peştemalini sıyırır ve onu yıkamaya başlar. Tellağın hareketleri sertleştikçe, genç erkek heyecanlanmaya ve titremeye başlar. Titredikçe tellağa yakınlaşır ve ikisinin vücudu birlikte hareket etmeye başlar. Bir süre böyle devam eder, sevişmeye başlamazlar ve tellak işini bitirdikten sonra oradan ayrılır. Genç erkek bir süre hareketsiz kaldıktan sonra aceleyle kalkar,soyunma odasına gider ve kurulanmadan kıyafetlerini giymeye başlar. Ayakkabılarını giyer, bağcıklarını bağlamadan koşmaya başlar ve karanlık sokakta kaybolur.


Treatment


Görüntü ikiye bölünmüştür.

İlk görüntüde bir erkekler hamamın içini yukarıdan çekilmiş halde görüyoruz. Gece olduğu için içerisi suni bir beyazlıkta, oldukça dumanlı. İçeride bir kaç kişi var, oldukları yerden çok hareket etmeyen kişiler ve hepsi rehavet içindeler. Her şey oldukça yavaş, ama içerideki herkeste izlenildiklerinin bilinci farkedilir ve hareketleri bu ölçüde teşhirci. Sonra içeriye bir kişi daha geliyor, ince uzun dövmeli, beyaz tenli,bıyıklı genç bir erkek. Takunyalarla pek rahat yürüyemiyor ve çekinerek bir kurnanın yanına geçiyor, kendine bir tas su döküyor ve gizlice etrafını izlemeye başlıyor. Ama bu korku dolu hali bile içeridekilerin huzurlu halini bozmuyor. Ardından tellak gelip onu göbek taşına götürüp yıkamaya başlıyor. Oldukça erotik bir sahne. Yıkanma bittikten sonra bir süre hareketsiz kalıyor. Sonra bir anda kalkarak koşmaya başlıyor. Bu bile diğerlerinin huzurunu kaçırmıyor.

İkince görüntüde ise bu genç erkeğin turuncu lastik ayakkabılarını bağladığı andan itibaren kamerayla takip ediyoruz. Etrafındaki herkes, ayakkabısnı bağladığı belediye bariyeri kalabalık ve ışıklar şehrin göbeğinde 2010 senesinde olunuşunun kanıtı. Kamera ise, ayak hizasında ve ancak dize kadar görebiliyor. Hızlanması yavaşlaması yada korkusu ayaklarından hissedilebiliyor. Bu takip hamama girip göbektaşında yıkanmaya başladığı ana kadar oldukça hareketli ve titrek. Sadece yıkandığı zamanlarda hareketsiz. Bu yıkama sahnesinde, bu kamera genç erkeğin ayaklarını görmeye devam ediyoruz ve vücudunun kasılışını, aldığı zevki ayakları aracılığıyla öğreniyoruz. Onu şehirden koparıp buraya getiren, burda zevk alan ve buradan kaçan genç erkeğin ayakları. Genç erkeğin bu gecesini ona yaşatan, bize gösteren bu zamanlar arası hareketi sağlayan ayakları...Sadece ayaklara odaklanan bir görüntü yürümeyi ve ilerlemeyi akla getirir kolayca. Hamama giderken yokuş inmesi fikren özgüre giden yolun aşağıya, analitik düzlemde geriye gitmesinin sembolüdür.

İki görüntü genç erkeğin yukarıdan bakan kameranın kadrajına girmesiyle birleşiyor ve eş zamanlı oluyor, kadrajdan çıkmasıyla yine ayrılıyorlar. Bu iki sahnenin birleştiği ana kadar, şehir ya da su sesi yerine fısıldayan bir erkek sesi duyuyoruz. Bu fısıltı ahenkli bir osmanlıca metin ve vurgusu divan şiirlerini anımsatıyor. Sahnelerin birleştiği anda fısıltı yükseliyor ve hızlanıyor, normal bir ses tonuna dönüşüyor. Genç erkeğin hamamdan kaçıp karanlıkta kaybolmasıyla da ses de yok oluyor. Divan edebiyatı, bu coğrafyanın eşcinsel geçmişiyle ilgili bugün konuşabilmemizi sağlayan en verimli araçlardan biri, bu sebeple osmanlıca olan ve divan edebiyatı vurgusu taşıyan bir metin oluşu önemli. Ama bu videoda kullanmak istediğim metin aslında Wilhelm Reich'in “Cinsel Devrim” adlı kitabından metinler.

Bu seçimin ilk nedeni, bu projenin çıkış noktası olan iktidarın beslenmesi konusuyla ilgili. Psikoloji iktidarın ve egemenin sürebilirliğinde en kilit organlardan biri, yarattığı sağlıklı insan resmi ise çoğu zaman iktidarın çıkarlarıyla örtüşür. Bu yüzden, bu modele karşı duran bakıştan çıkmış psikolojik bir metinde analiz edilen eşcinsel kimliği önemli.

Öte yandan, projemde Reich'in cinsel devriminin ve dolayısıyla Bruce LaBruce'un Raspberry Reaich'nın bir izinin olması kişisel bir lüks, ta ki cinsel devrimin hayali kurulan bir ideal olduğunu kabul edene kadar.

Projenin zaman çizgisiyle ilgili olarak, görüntülerin izlenilen andaki eş zamanlılığına rağmen zamanın herhangi bir yerinde olan hamam ile bugünde olan genç erkek ancak yine burada buluşabiliyor. Buluştukları noktada ise ayakları çeken kameranın yukarıdaki kameradan görünmesi bilinçli bir şekilde tercih ediliyor. İzlenenin hikaye gerçekliği değil, dış dünya olduğunu anlatan bu seçim aynı zamanda gözetleme zevkiyle ilgili izleyeni rahatsız ediyor. Ama daha çok, hem bu iki görüntü arasındaki hemde konuyla eser arasındaki ilişkinin bu kamera üzerinden kurulduğunu düşünüyorum. Kaydeden kamera sadece gözetlemekle kalmayan, gördüklerini de hatırlayan bir hafızanın mümkün olduğunu gösteriyor.


Schedule

Videonun pre-production sürecinin oldukça kısa olmasını planlıyorum. Bu aşamada en çok zaman alacak kısım, uygun ve çekim yapılabilecek bir hamam bulmak ve sorumlusunu ikna etmek olacak. Öte yandan, Reich'in alıntılayacağım metninin osmanlıcaya çevrilmesi ve divan edebiyatı yapısıyla entegre edilmesi bu aşamada gerçekleşecek. Fakat, hamam görüntülerindeki rehavet dolu atmosferi yaratmada elimizdeki handy-cam uygun dokuyu sağlayamayacağı için bir görüntü yönetmenine ihtiyaç duyuyorum. Ses, görüntülerin üzerine ekleneceği için bu süreçte herhangi bir hazırlık gerektirmiyor.Bu yüzden, pre-production süresini 2 haftayla kısıtlamayı ve ekimin ikinci yarısında çekime başlamayı planlıyorum.

Çekim aşamasının da tek gecede ile bitmesini planlıyorum. Görüntülerden oyuncuyu takip eden kameranın tek ve sürekli bir plan olması nedeniyle çekim süresi ile video süresi eşit, öte yandan hamamda bulunma süremizde bir geceyi geçemeyeceğini tahmin ettiğimden bu aşama bir gecede bitmeli.

Post-production sürecinin en uzun ve en sancılı geçen süreç olacağını tahmin ediyorum. Kameralardan istediğim görüntüleri alamama beklentisi, elimdeki görüntülerle çokça oynamam gerektiği fikrini doğuruyor. Görüntülerle çalışmayı 2 yada 3 haftaya yaymayı planlıyorum.Öte yandan ses için kayıt süresi ve devamındaki edit aşaması, yaratılan atmosferi yaratacak seslerle birleştirilmesinin kendi başına 2 haftalık bir süre olmasını bekliyorum. Dolayısıyla 5 haftalık bir post-production süreci öngörüyorum.


Budget


Projenin bütününe baktığımda maliyeti düşükmüş gibi görünen proje, 2 noktada büyük bütçelere ihtiyaç duyabilir. İlki hamamda çekim yapabilmek için miktarını hiç tahmin edemediğim bir kira ödeme zorunluluğu. Harcamalardaki ikinci büyük kalem ise post-production aşaması. Bu sürede sinema okuyan arkadaşlarımdan yardım almayı planlasamda gerekli teknolojileri kullanmak için bir bütçeye ihtiyaç olabilir, bunun için de MAFM'den yardım almayı umuyorum.

Genç erkek ve tellak rolü için aklımda kişiler B planlarıyla birlikte hazırlar, dolayısıyla ödeme yapmayı düşünmüyorum.


Exhibition


Projemi hayal ederken aklıma bir sinema salonu kesinlikle yoktu. Sergi salonları ve galeriler ise özellikle kaçındığım ve eserle izleyen arasında sevmediğim bir ilişki kuran mekanlar. Sokak, her ne kadar göstermek için dilediğim yer olsa da bu projeyle ilgili bazı tehlikeleri de içinde barındırıyor. Özellikle İstanbul lgbtt geçmişinin büyük bir izini taşıyan “lüleciler” sokağı, projeyi tamamladığını düşündüğüm ama tutucu sakinleri nedeniyle bir o kadar da zorlayan mekanlardan biri. Dolayısıyla sergileme konusuyla ilgili bir karar verebilmek için gözlem yapmalı ve filmin oluşum sürecindeki deneyimlerin bir yerlere yönlendirmesini beklemeliyim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder